Ana içeriğe atla

Kayseri'de Gezilmeye Değer 6 Yer



Herkese merhaba.

Bu yazımızda sizlere Kayseri’de gidilmeye değer doğal güzelliklerden ve gezilebilecek birkaç hoş mekandan bahsedeceğiz. Bildiğiniz üzere bir şehri gezilmeye değer yapan şey orada neyin olduğudur. Gelin birlikte bakalım Kayseri’de neler varmış :)

                                                                                 1. Erciyes Dağı

Kayseri denilince akla gelen ilk şeylerden birisi de şüphesiz Erciyes Dağı’dır. Yüksekliği 3.916 metre olan Erciyes Dağı’ı şehrin hemen hemen her yerinden görülebilir  bir konumdadır.  Kış turizmi açısından büyük bir öneme sahip olması  yanı sıra etrafında konumlanmış yerleşim yerleri için ticari açıdan büyük bir gelir kapısıdır.  Eğer ki siz de bir kayak severseniz kışın Erciyes’te kayak yapmanın keyfini yaşayabilirsiniz.
2. Gesi Güzelköy Nize Vadisi

 Ormanda yapılan yürüyüşlerden hoşlanır mısınız? Eğer ki cevabınız evet ise Güzelköy Nize Vadisi tam da size göre bir yerdir. Şehir merkezine 20 km uzaklıkta Gesi Mahallesi’nin içinde yer alan vadi doğal güzellikleri ve tertemiz havası ile arkadaşlarla  hafta sonu yürüyüşleri için oldukça idealdir. 

3. Kapuzbaşı Şelaleleri

Türkiye’nin 1. Dünyanın 2. Büyük şelalesi olan bu doğal güzellik Kayseri’ye bağlı Yahyalı ilçesinin sınırları içerisinde kalmaktadır.  Büyüklüğü ve akan suyun şiddeti karşısında sizlere tarifsiz bir heyecan vereceğine ve dostlarınızla keyifli zamanlar geçireceğinize şimdiden garanti verebiliriz.

4. Selçuklu Uygarlığı Müzesi

Anadolu Selçuklu devletinin önemli bir ticaret şehri olan Kayseri bu avantajı sebebiyle de birçok Selçuklu eserini bünyesinde barındıran tarihi bir şehirdir. Birkaç yıl öncesinde faaliyete geçen Selçuklu uygarlığı müzesi  o dönemlerde kullanılmış olan birçok tarihi eseri ve dönemin dokusunu size hissettirecek ve gezerken size keyifli dakikalar yaşatacaktır.

  
5. Milli Mücadele Müzesi

Eski adı ile Kayseri Sultanisi olan ve öğrencilerinin Taş mektep diye adlandırdığı Tarihi Kayseri Lisesi’nin müzeye dönüştürülmüş hali olan bu mekan belki de dolaşırken sizlere duygusal anlar yaşatabilir. 1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Mücadelesi’nin sürdüğü bu yıllarda birçok son sınıf öğrencisini  yıllarca mezun edemeyen okul milli mücadelenin ne şartlarda kazanıldığına dair gelen ziyaretçilere sağlam dersler vermektedir.
6. Kayseri Mahallesi  
Taş yapılı devasa konakları ile eski Kayseri mimarisini en iyi şekilde yansıtan bu mahalle gezilmeye ve içerisinde oturup dinlenmeye oldukça ideal bir yerdir. Birkaç yıl önce restorasyonu biten mahalle eski harabe Setenönü evlerinin yenilenip düzenlenmesi ile meydana gelmiştir. Sizleri bilmeyiz ama sırf fotoğraf çekilmek için bile gelip bu güzelliği görmeye değer  :)


Bizleri aşağıdaki hesaplardan takip edebilir, aklınıza takılan merak ettiğiniz soruları yönlendirebilirsiniz. Başka bir yazıda görüşmek dileğiyle.

Esen kalın...



www.instagram.com/erutopiaa

www.youtube.com/channel/UCvVx-e6GLdn5N4Go4T9NR4g






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dünyanın İlk Tıp Fakültesine İsmini Veren Kadın: Gevher Nesibe Hatun

Herkese merhaba. Bu yazımızda sizlere Erciyes Üniversitesi Tıp fakültesi başta olmak üzere Kayseri'de ki birçok esere ismi verilmiş olan Selçuklu hükümdarlarından 2. Kılıçarslan'ın kızı Gevher Nesibe Hatundan bahsedeceğiz. Kendi isteği üzerine inşa edilen şifahane bugün dünya üzerindeki ilk tıp fakültesi olarak kabul edilmektedir. Bu denli önemli bir yapıya ismini veren Gevher Nesibe Hatunu birde bizden okumanızı tavsiye ederiz. Keyifli okumalar dileriz. Selçuklu hükümdarlarından 2. Kılıçarslan’ın kızı Gevher Nesibe Sultan, saray başsipahisine (ordu komutanına) gönül verir, ancak bu evliliğe Gevher Nesibe Sultan’ın ağabeyi hükümdar 1. Gıyaseddin Keyhüsrev karşı çıkar. Hükümdarın savaşa gönderdiği başsipahi savaşı kazanır ama yaralı olarak döner ve bir süre sonra da ölür. Bu olay sonrasında Gevher Nesibe Sultan üzüntüsünden verem hastalığına yakalanır. Kız kardeşinin durumunu öğrenen I. Gıyaseddin Keyhüsrev onu ölüm döşeğinde ziyaret eder. Büyük bir pişmanlık içinde özür dileyer...

Çok Yönlü Bir İletişim Adamı: Alaeddin Asna

Herkese merhaba. Bugün sizlerle Türkiye'deki Halkla İlişkiler mesleğinin belkide birçok ilkine imzasını atan, sektörümüzün duayenlerinden kabul ettiğimiz merhum Alaeddin Asna beyefendiden bahsedeceğiz. Başlıkta da kullanmış olduğumuz "Çok yönlülük" kavramı Alaeddin Asna'nın sonuna kadar hak ettiğini düşündüğümüz bir kavramdır. Sebebi ise İletişim başta olmak üzere Radyo, Gazete, Edebiyat ve Hukuk alanlarında yetkinliğini ispatlamış olağanüstü bir entelektüel olmasıdır. Şimdi kendisi yakından tanımak için yazımıza geçelim. Keyifli okumalar dileriz.    Anlam, aslında kelimelerde değil, onu kullanan insanlardadır. Alaeddin Asna İletişimci, radyocu, gazeteci, akademisyen, profesör, şair ve yazar, A&B İletişim AŞ'nin kurucusu (D. 1940, İstanbul – Ö. 4 Ağustos 2015, Nişantaşı / İstanbul. Eskişehir Lisesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi (1961) mezunu olan Asna ABD’deki Michigan Devlet Üniversitesi’nin İletişim Sanatları Bölümü’nde yüksek lisans eğitimini tamamladı. Onda...